Savunma bütün canlıların tehditlere karşı refleksidir. İnsanlık tarihinde de savunma için çeşitli araç gereçler geliştirilmiştir. Yüksek yerlere kale yapmanın mantığı bu idi. Böylelikle toplumlar varlıklarını devam ettirebilmişlerdir.
Savunmada önemli hususlardan biri istihbarattır. Doğru istihbarat alabilirsen doğru savunma geliştirebilirsin.
Eskiden istihbarat için insanlar, hayvanlar kullanılırken bugün iletişim araçları, uçaklar, İHA’lar ve uydular kullanılıyor.
Roket ve uydu teknolojileri askeri projeler olarak başlamıştır. Bu çalışmaların arkasında hep devletler olmuştur. Özellikle 2000’li yıllardan sonra ticarileşme, sivilleşme yaşansa da hala bu teknolojinin askeri özellikleri biz görmesek te hayatımızın içindedir.
Bugün uydular artık çift kullanım (dual use) düşünülerek tasarlanıyor. Hem sivil hem askeri olsun isteniyor.
Askeri uydular genelde alçak yörüngeli uydulardır. Çok hızlı hareket ettikleri için (8 km/saniye) onları vurmak zor. İHA’ları İHA savar ile vurmak daha kolay. Uyduları vurmak için bazı ülkeler silah geliştirdi. Çin 2007 yılında ASAT (Anti Satellite Weapon) teknolojisini denedi, başarılı oldu. Hindistan bu senenin başında denedi, başarılı oldu. Bu silah teknolojisine birkaç ülke sahip.
Uydularda askeri çeşitli frekans bantları kullanılır. Ancak çoğunlukla UHF, X, Ka ve EHF frekans bantlarını duyarız. Askeri uydularda amaç güvenli haberleşme ve yüksek hassasiyettir. Navigasyon uyduları mesela hassas konum verirse istediğimiz noktaya füze atabiliriz.
1957 yılı Uluslararası Geofiziksel Yıl (International Geophysical Year) kabul edilmişti. Bu proje 1 Temmuz 1957’de başlayıp, 31 Aralık 1958’de sona erdi. 18 aylık sürede biraraya gelemeyen ülkeler beraber bilimsel çalışma yapmayı kabul etmişlerdi. Soğuk savaş döneminde Doğu ve Batı arasındaki bilimsel paylaşım nerdeyse yoktu, bu proje bu dönemi bitirmiş oldu. Ruslar bu proje başlamadan iki yıl önce yörüngeye bir uydu koyacaklarını bildirmişlerdi. Dedikleri gibi oldu. 4 Ekim 1957 tarihinde Sputnik-1 uydusu yörüngeye girince Amerikan medyası dehşete düşmüştü.
Uzay yarışı burda başlamış oldu. Onlarca uydu geliştirildi, atıldı, denendi. Birçok kaza ve başarısızlık yaşandı. Ancak hiç bir ülke hedefinden vazgeçmedi. 1969 yılında Ay’a ayak basıldıktan sonra bütçe açısından bu yarış hız kesmiştir.
Uyduların savaşta kullanımı 1967 yılında Vietnam savaşında olmuştur.
Ruslar 1974’te Askeri haberleşme uydusu Parus’u fırlatmıştır. Parus serisi uydular aktif durumdadır. Rusların geliştirdiği başka askeri uydular da mevcuttur.
Çin, Fransa, İngiltere ve İtalya gibi ülkelerin de askeri uyduları vardır. İtalya’nın askeri uydusu SICRAL-1 2000 yılında fırlatılmıştır.
Türkiye’nin askeri uydusu Göktürk-2 ise 2011 yılında Çin’den fırlatılmıştır. 9 yıldır görev yapmaktadır. 2.5 m çözünürlüğe sahiptir. Göktürk-1 uydusu ise Fransız Thales Alenia Space tarafından yapılmış ve 2016 yılının sonunda fırlatılmıştır. Bu uydu 0.5 m çözünürlüğe sahiptir.
Askeri uyduları sınıflara şu şekilde ayırabiliriz: Askeri Haberleşme uyduları, Casus uydular (Spy satellites), Askeri Hava Tahmin Uyduları, Askeri Navigasyon uyduları. Casus uyduları da kendi içinde Sinyal İstihbarat, Gözlem uyduları, Erken Uyarı Uyduları (Early Warning Satellites), Nükleer Patlamaları İzleme Uyduları şeklinde sayabiliriz.
Askeri haberleşme uyduları cephedeki asker ile komuta kontrol merkezi arasında iletişimi sağlayan uydulardır.
Casus uydular ise barış veya savaş koşullarında çeşitli metotlar kullanarak istihbarat toplayan uydulardır. Görüntü çekiyorsa IMINT (IMage INTelligence), sinyalle istihbarat topluyorsa SIGINT (SIGnal INTelligence), erken uyarı uyduları ve nükleer uyarı uyduları olarak sınıflayabiliriz. SAR (Synthetic Aperture Radar) ve RAR uyduları IMINT sınıfına dahil edilebilir.
Amerika bir adet nükleer güç kullanan uydu fırlatmış, Rusya ise 30’a yakın bu şekilde uydu fırlatmıştır.
Erken Uyarı Uyduları ileri düzey askeri hareketliliği raporlamak üzere tasarlanmış uydulardır. Askeri uçak ve füze hareketliliğini algılayabilirler. Amerika’nın birkaç ay önce İran füzesinin fotoğrafını çekmesi buna örnek gösterilebilir. İran ilk askeri uydusunu geçtiğimiz Şubat ayında yörüngeye soktu.
Nükleer Uyarı sınıfı uydular, herhangi bir nükleer saldırı durumunu izlemek için tasarlanmıştır. Amerika’nın Vela uyduları böyledir.
Uyduların sivil kullanımları basında çok yer bulurken bu tür kullanımlar çok dillendirilmez. Bir miktar farkındalık oluşturmuşumdur.
Selamlar
Yazan: Doç. Dr. Lokman KUZU