Daha önce bazı ülkelerin uzay faaliyetleri konusunda yazılar yazmıştım. Bugün biraz İran’ın uzay faaliyetlerinden bahsetmek istiyorum.
Uzay faaliyetleri denince çok geniş kapsamlı bir alan kastedilir. Bu alana uydu yapma, test etme, yörüngede işletme, füze yapma, fırlatma, uzayı gözleme gibi onlarca konu girer.
İran uzay faaliyetleri ile ilgili çok bilgi paylaşmıyor. Birçok çalışması gizli götürülüyor.
İran, 1959 yılında kurulan BM UBAKK komitesinin kurucuları arasındadır. Bununla birlikte uzay faaliyetleri konusunda geç işe başlayan ülkelerden biridir. Roketler konusunda bizden ilerdeler. İran’ın uzay faaliyetleri aslında kıtalararası balistik füze ( ICBM : Intercontinental Ballistic Missile) geliştirmek için bir kılıf olarak algılanıyor. Uzay endüstrisi gelişmiş ülkelere göre zayıf ve geliştirdikleri teknoloji genelde Ruslardan ve Kuzey Kore’den alınma. Çin ile birlikte çalıştıkları alanlar da var.
İran Uzay Ajansı ( ISA ) 2004 yılında kuruldu. ISA, Bilgi ve Haberleşme Teknolojileri Bakanlığı altında faaliyet gösteriyor. Fakat direk talimatları Yüksek Uzay Konseyinden alıyor. Bu konseyin başkanı İran Cumhurbaşkanı ancak Savunma Bakanı da başkanlık yapabiliyor. Uzay Ajansı başkanı ise bu konseyin sekretaryasını yapıyor. Ajans başkanı aynı zamanda bahsettiğim bakanlığın bakan yardımcısı konumunda.
İran Uzay Ajansı haricinde İran Uzay Araştırma Merkezi (Iranian Space Research Center) var. Teknolojiyi bunlar geliştiriyor. Konuyla ilgili üniversiteler de var. Amirkabir Teknoloji Üniversitesi gibi.
İran şimdiye kadar çeşitli balistik füzeler geliştirdi. Şahab-3 füzesi bunlardan biri. Bu füze Kuzey Kore’nin Nodong -1 füzesine çok benziyor. Birlikte çalıştıkları biliniyor.
Safir-2 füzesi ise uzaya uydu taşımak için geliştirildi.
İran ayrıca Simurg füzesini ağır yükleri yörüngeye götürmek için geliştirdi.
İran’ın kuzeyinde Semnan ilinde iki ayrı yerde fırlatma tesisi var. Ayrıca Baikonur üssünü kullanmak için anlaşmaları var.
İran 2009 yılında kendi yaptıkları ve Umut ismini verdikleri uyduyu Safir-2 füzesi ile uzaya gönderdi. Böylelikle yörüngeye bir uyduyu yerleştirme kapasitesine ulaşmış oldu. 2025 yılına kadar insan götürmeyi planladığını duyurdu. Bazı canlıları (fare, kaplumbağa, solucanlar, vs) uzaya götürüp, canlı şekilde geri getirdiler. 2013 yılında maymun götürüp getirdiklerini ifade ettiler. Böylelikle uzaya canlı götüren 6. ülke oldular.
İran askeri uzay uygulamaları konusunda da çalışmalar yapıyor. Uzayı yerden radar ve elektro optik sistemler ile izleme konusunda çalışmaları var. Hangi uydunun tepemizden geçtiğini bilmek önemli.
İran, İHA’ları da daha uzun menzilde kontrol etmek için uyduları kullanıyor. Ayrıca uydu sistemlerini köreltici lazer ve jammer sistemleri geliştirdikleri biliniyor. Bu teknolojiyi Rusya veya Çin’den aldıkları düşünülüyor.
İran’ın ASAT (Anti-Satellite) silahları geliştirdiğine dair bir bilgi yok ancak balistik füzeleri sayesinde böyle bir yetenek geliştirebilecek durumda. Bununla birlikte öncelikleri ASAT silahından çok, nükleer başlıklı ICBM geliştirmek.
İran’ın uplink jamming, downlink jamming ve spoofing üzerine epey bir çalışması ve başarıları var. Özellikle GPS spoofing konusunu kendileri kamuya açıklamışlardır. 2011 yılında bir Amerikan dronunu uydu sinyalini karıştırarak ve GPS spoofing kullanarak başka bir yere indirmişlerdir. Benzer bir olay geçtiğimiz günlerde tekrar etmiştir.
İran Uzay Ajansı ile zaman zaman APSCO dolayısıyla görüşüyoruz. Birlikte çalışabileceğimiz konular mevcut. Bakalım…
Yazan: Doç. Dr. Lokman Kuzu