MMG Ankara Şubesinin düzenlediği ‘Cumartesi Buluşmaları’nın konuğu, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Lokman Kuzu oldu. MMG Ankara Şubesi toplantı salonunda 12 Ocak 2019 Cumartesi günü saat 14.00’da başlayan programda ‘Uzay Ajansları ve Çalışmaları‘ başlıklı sunumunu gerçekleştiren Doç. Dr. Lokman Kuzu; uzay çalışmalarının tarihine, uzay ajanslarına, Türkiye’deki uzay çalışmalarına değindi.
Programın açış konuşmasını yapan MMG Ankara Şube Başkanı (dönemin) Yılmaz Ada, konuşmacı olarak programa konuk olduğu için TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Lokman Kuzu’ya teşekkür ederek konuşmasına başladı. Başkan Ada: “Sayın Doç. Dr. Lokman Kuzu önemli çalışmaların içinde yer alıyor. Sayın Doç. Dr. Kuzu; katıldığı toplantılar, konferanslar, paneller, seminerler ile bilgilerini insanlara sözlü olarak aktarıyor ve yazılarıyla ve kitaplarıyla bilgilerini gelecek kuşaklara bırakıyor. Sayın Doç. Dr. Lokman Kuzu bizimle uzay ajanslarını ve çalışmalarını paylaşacak. Türkiye Uzay Ajansı da kuruldu. Uzay konusunda merak ettiğimiz çok başlık var. Bize uzay hakkında bilgilerini aktarmak için konuşmacı konuğumuz olmayı kabul eden Doç. Dr. Lokman Kuzu’ya tekrar teşekkür ediyorum” diyerek sözü Doç. Dr. Lokman Kuzu’ya devretti.
“Uzay ile ilgili çalışmalar ‘gözlem‘ ile başladı ve çok eskilere dayanıyor” diyerek söze başlayan Doç. Dr. Lokman Kuzu, “Takiyuddin, El-Harezmi, El-Kindi, Nasuriddin Tûsi, Ali Kuşcu gibi ilim insanları rasathanelerde, gözlem evlerinde uzayı izlediler. Nicolaus Copernicus, Güneş merkezli bir sistem düşünmüş, gezegenlerin mesafelerini hesaplamış. Galilei Galileo, ilk kez teleskopla gök cisimlerini incelemiş, Satürn’ün halkalarını gözlemlemiş, Jüpiter’in 4 uydusunu keşfetmiş. Isaac Newton, modern fiziğin temelini oluşturan yasaları bulmuş, gökcisimlerinin hareketlerinin bu yasalarla açıklanabileceğini ortaya koymuş. Albert Einstein, Edwin Hubble, Stephen Hawking gibi bilim insanları da uzay hakkında önemli çalışmalara imza attılar. Dünyanın küre olduğu ilk defa Macellan’ın deniz seferleri ile anlaşıldı” dedi.
Doç. Dr. Lokman Kuzu, “4 Ekim 1957’de Ruslar tarafından Sputnik-1 uydusu fırlatıldı, uzay çağı başladı. Uydu 21 gün yörüngede kaldı. 1957 yılında BM’nin uzayın hukuki statüsünü belirlemeye yönelik çalışmaları başladı. ABD’de 1903’te kurulan NACA’nın devamı olarak 1958’de NASA (National Aeronautics and Space Administration – Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) kuruldu. 12 Nisan 1961’de insanoğlu ilk kez Rus Kozmonot Yuri Gagarin ile uzaya çıktı. 20 Temmuz 1969’da Amerikalı Astronot Neil Armstrong Ay’a ayak bastı. 1964’te ABD, Syncom Uydusu ile Tokyo Olimpiyatları’nı canlı yayımladı. 1981’de uzay mekikleri, uzay istasyonuna astronot ve kargo taşımaya başladı. 1997’de ABD uzay aracı Pathfinder Mars’a iniş yaptı. 1998’de Uluslararası Uzay İstasyonu faaliyete girdi. 2014’te Avrupa Uzay Ajansı, Gerasimenko kuyruklu yıldızına ilk defa bir robot indirdi” şeklinde uzay faaliyetlerini sıraladı.
Uzay çalışmalarının tarihçesine detaylı olarak da değinen Doç. Dr. Lokman Kuzu, “1903’te Rus Matematikçi Konstantin Tsiolkovsky uzay uçuşları ile ilgili bir makale yayımladı. Roketlerle uzay uçuşlarının mümkün olduğunu gösterdi. 1905’te Albert Einstein özel görelilik teorisini yayımladı. Bu teori ile uzay ve zamanın ayrılmaz bir bütün olduğunu ileri sürdü. Genel görelilik teorisini ise 1915 sonunda yazdığı makalede açıkladı. 1916’da Alman fizikçi Karl Schwarzschild kara delik kavramına yeni bir anlam yükledi. Bu kavramı tarihte ilk ortaya koyan (1796) Fransız astronom Pierre Laplace’dır. 1917’de Amerikalı astronom Harlow Shapley galaksimizin gerçek boyutunu belirledi. Bu keşifle güneşin galaksinin ortasında değil, Orion kuyruğunda olduğu ortaya konuldu. Buna göre güneşimiz galaksi merkezinden 30.000 ışık yılı uzakta bir yerdeydi. 1924’te Astronom Edwin P. Hubble Samanyolu galaksisi dışında da galaksiler olduğunu ispatladı. 1926’da Fizikçi Robert H. Goddard Massachusettes eyaletinin Auburn şehrinde sıvı yakıtlı ilk roketini denedi. 1927’de Belçikalı papaz George Lemaitre Big Bang teorisini formülüze etti. Buna göre bütün evren tek bir noktadan patlayarak oluşmuştu. Big Bang’i ilk iddia edenler arasında başka bilim adamları da vardır. 1929’da Edwin P. Hubble galaksilerin birbirinden ayrıldığını ispat etti. Buna göre evren sabit değil, genişliyordu. 1930’da Pluton keşfedildi. 2006 yılında gezegenlikten çıkarıldı, cüce gezegen (dwarf planet) kategorisine alındı. New Horizon uydusu ile bu gezegen hakkında daha fazla bilgi alınmıştır. 1931’de Amerikalı Karl Jansky Samanyolu galaksisinden gelen radyo dalgalarını keşfetti. 1937’de astronom Grote Reber, Karl’ın çalışmasını takip ederek ilk çanak radyo teleskobunu yaptı.
1942’de Wernher von Braun yönetimindeki Alman bilimadamları V-2 roketini yaptılar. 1947’de Arthur Clarke, GEO uydu fikrini ortaya koydu. 4 Ekim 1957’de Rusya ilk insan yapımı uydu Sputnik-1’i yörüngeye yerleştirdi. Johns Hopkins Üniversitesinden bazı öğrenciler gelen uydu sinyalinden yörüngesini hesapladılar. “Uydunun yörüngesini bilirsek kendi konumumuzu da belirleyebiliriz” dediler. Burdan hareketle GPS fikri doğdu. 1957’nin Kasım ayında Sputnik-2 uzaya gönderildi. Bu uyduyla ilk defa bir canlı (Laika isminde bir köpek) uzaya gönderildi. 7 gün yörüngede kaldı. Böylelikle canlıların uzayda yaşayabildikleri ispatlandı. (Bu köpeğin birebir mumya modeli Moskova’da uzay müzesindedir) Amerikalılar aynı amaç için maymun kullanmışlardır. 1958’in Ocak ayında Amerika, Explorer 1 uydusunu Florida’da bulunan Cape Canaveral üssünden gönderdi. Van Allen radyasyon kuşakları bu uydu sayesinde teyit edildi. 1959’da Ruslar Luna-1 uydusunu güneş yörüngesine gönderdi. Luna-2 ilk defa ayın yörüngesine gönderildi. Luna-3 ayın görünmeyen yüzünden fotoğraf gönderen ilk uydudur. 1960’ın Nisan ayında Amerika ilk defa bir meteoroloji uydusu (Tiros-1) fırlattı. 1961’in Nisan ayında Sovyet Vostok 1 uydusu Yuri Gagarin’i uzaya götürdü. Mayıs ayında Amerikalı Alan B. Shepard uzaya giden ikinci insan oldu ancak yörüngeye giremeden geri döndü. 1962’de Şubat ayında John H. Glenn, Amerika’nın dünya yörüngesinde bulunmuş ilk astronotudur.
Ohio eyaletindeki NASA araştırma merkezi O’nun adını taşır. O sene aynı zamanda Amerika ile Avrupa arasında ilk defa uydu üzerinden canlı TV yayını yapılmıştır. Aralık ayında Mariner 2 uydusu Venüs’e çok yakın geçiş yapmıştır. 1963 Haziran’ında Rus kozmonot Valentina Tereshkova uzaya çıkan ilk kadın olmuştur. Ayrıca Amerika’da yapılan teleskop gözlemleriyle ilk quasar belirlenmiştir. 1964’te Ay’a gönderilen Ranger 7 uydusu Ay’ın yakından çekilmiş fotoğraflarını göndermiştir. Mariner 4 uydusu ise Mars ile ilgili bilgiler göndermiştir. 1965’in Mart ayında ilk uzay yürüyüşü yapıldı. Rus Kozmonot Alexei Leonov, 12 dakikalık uzay yürüyüşü gerçekleştirdi. O yıl ayrıca Amerikalılar da uzay yürüyüşleri yaptı. Buradan hareketle Ay’a gidiş geliş konusunda insanların inancı daha da artmıştır. 1966’da Rusların Luna-9 uydusu Ay’a iniş yaptı, Ay yüzeyinden resimler gönderdi. Aynı yıl Luna-10 uydusu (Ay yörüngesine giren ilk uydudur) Ay yörüngesine sokuldu. Amerikalıların Surveyor 1 uydusu Ay yüzeyine yumuşak bir iniş yaptı. 1968’de Sovyet Zond 5 uydusu Ay’ın yörüngesine girip sonradan dünyaya dönüş yapan ilk uydudur. İçinde bitki ve hayvan götürmüş ve geri getirmiştir. Bu sayede canlıların radyasyona dayanıklılığı ölçülmüştür. 1969’da Neil Armstrong ve Edwin Aldrin, Ay’a ayak basmışlardır. Michael Collins ise Apollo 11’in komuta modülünde ayın yörüngesinde idi. Aydan taş örnekleri getirmişlerdir.
1970’de Rus Venera-7 uydusu Venüs’ün yüzeyine yumuşak iniş yaptı, Venüs’ün yüzeyinden bilgiler gönderdi, yüzeyin tahmin edildiği gibi sıcak ve atmosfer basıncının yüksek olduğu teyit edildi. 1971’de Apollo 15’in astronotları David Scott ve James Irwin, Ay modülünü sürdü. Bir yıl sonra Apollo 17’nin astronotu Harrison Schmitt, Ay yüzeyinde 35 km. yol katetti. 1971’de Kasım ayında Mariner 9 uydusu bir başka gezegenin yörüngesine giren ilk uydu oldu, Mars’ın yüzeyine ilişkin fotoğraflar gönderdi. 1972’nin Mart ayında Amerikalılar Pioneer 10 uydusunu Jüpiter’e gönderdi ve sonrasında Pioneer 10 derin uzaya gidecek şekilde tasarlandı, acaba uzaylılar var mı sorusuna cevap aramak üzere yola çıktı. İçine altından bir plak konuldu. Bir erkek ve kadın resmi ve gezegenimizin yerini gösteren bir harita çizildi.