BM (United Nations veya kısaca UN) örgütü II. Dünya Savaşı sonrası 24 Ekim 1945 tarihinde 51 ülkenin katılımıyla kurulmuştur. Amacı uluslararası barışı ve güvenliği sağlamaktır. Şu an 193 ülke BM Genel Kurulu’nda eşit şekilde temsil ediliyor. Merkezi New York’tadır. Ayrıca Viyana’da, Cenevre’de ve Nairobi’de BM ofisleri var.
BM bünyesinde 6 konsey var. Genel Kurul (General Assembly), Güvenlik Konseyi (BMGK), Ekonomik ve Sosyal Konsey, Vesayet Konseyi, Genel Sekreterlik ve Uluslararası Adalet Divanı. Bu konseylerin ilk 5’i New York’ta, Adalet Divanı ise Hollanda’nın Lahey şehrindedir.
Her yıl Genel Kurul toplantıları Aralık ayında New York’ta yapılır. Alınan kararlar bağlayıcı değildir, ancak baskı unsuru olarak kullanılabilir. Bağlayıcı kararları BM Güvenlik Konseyi alır.
Güvenlik Konseyine bağlı birçok kuruluş var. Ayrıca BM’e direk bağlı kuruluşlar da var. ITU mesela bunlardan biridir. BM’den çok önce kurulmuştur (1866). GEO yörüngelerle ilgili kararları burası alır.
Bazı çalışmalar komiteler yoluyla yapılır. Bunlardan bir tanesi de ad-hoc komite olarak kurulan UBAKK (Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanılması Komitesi)’dir. 1958 yılında çalışmaya başlayan bu komiteyi Genel Kurul 1959 yılında daimi komite (standing committee) olarak kurmuştur. İngilizcesi UN COPUOS: United Nations Committee of Peaceful Uses of Outer Space’dir. İsminden anlaşılacağı üzere askeri uzay uygulamaları burada tartışılmaz. Onlar Silahsızlanma Konferansı (CD: Conference on Disarmament)’nda tartışılır. Zaten bu yüzden başka bir komite bakar bu işe. PAROS (Prevention of Arms Race in Outer Space: Dış Uzayda Silahlanma Yarışının Önlenmesi Komitesi). UBAKK komitesi sadece barışçıl uygulamalar için vardır.
UBAKK kararları konsensus ile olur ve bu kararlar BM Genel Sekreterliğine rapor edilir. Kararların bağlayıcı bir niteliği yoktur. Ancak mevcut bulunan 5 adet BM Uzay anlaşması ve Genel Kurul Kararları bu komite vasıtasıyla hazırlanmış ve imzalanmıştır. Uzay ile ilgili kararlar ya karar (resolution), ya bildiri (declaration) ya da ilkeler (principles) şeklinde yayınlanmıştır. Dış Uzay Anlaşması (OST: Outer Space Treaty) öncelikle bildiri olarak 1963’te yayınlanmış ve 1967’de OST anlaşması olarak imzalanmıştır.
Başka bir anlaşma ise 1982’de uzaydan yapılan TV yayınları ile ilgilidir. BM’nin bu kararı olmasa PKK TV’ler yoluyla Türkiye’de yayın yapmaya devam edecekti.
BM Genel Kurulunun bizi direk ilgilendiren başka kararları da var. Bu konuyu başka bir yazı konusu olacak şekilde kenara bırakıyorum.
UBAKK altında iki alt komite bulunur. Hukuk Alt Komitesi ve Bilimsel ve Teknik Alt Komite. Ayrıca 1993’te kurulan IADC (Inter Agency Debris Coordination: Uzay Ajansları arasında Enkaz Koordinasyonu) komitesi. Uzaydaki çöplerle ilgilenen komitedir.
UBAKK 24 üye ülke ile kurulmuştur, şu an 92 üye ülke vardır. 1995 yılında komite merkezi New York’tan Viyana’ya taşınmıştır. Geçtiğimiz sene toplantıda Kıbrıs dahil 4 ülke daha üye yapılmıştır. (Hatırlayın, bu toplantıya katılmış ve karşı çıkmıştım).
Bu komitenin sekreterya işini ise BM Uzay işleri ofisi (UNOOSA: United Nations Office of Outer Space Affairs) yapar. Küçük bir gruptur. Türkiye’den bir çalışanımızı bu işleri öğrensin ve koordine etsin diye iki sene önce bir görevlendirme ile bir seneliğine göndermiştik. UNOOSA’nın başında İtalyan bir bayan var. Simonetta Di Pippo.
APSCO gibi BM afiliye organizasyonlar zaman zaman etkinlik yaptıklarında BM Uzay İşleri ile koordine ederler. APSCO, 2019 yılı içinde Uzay Hukuku ve Politikaları üzerine 5-günlük bir eğitim ve sonrasında 3 günlük bir konferans yapmak istedi. Ben İstanbul’u teklif etmiştim. Bu teklif her iki grup (BM Uzay İşleri ofisi ve APSCO) tarafından kabul edilmişti. İnşaallah Eylül ayı içinde İTÜ kampüsünde bu eğitim ve konferansı gerçekleştirmiş olacağız. Uzay Ajansımız da işin içinde olacak.
İTÜ rektörü Mehmet Karaca hoca bu konuda bize çok yardımcı oldu. Kampüste bulunan SDKM (Süleyman Demirel Kültür merkezi) ve misafirhaneleri o tarihlerde bizim kullanımımıza açtı.
UNOOSA, BM Genel Kurulunun dünyanın çeşitli yerlerinde uzay bilim ve teknoloji ile ilgili bölgesel merkezler kurma kararını işletmiştir. Şimdiye kadar 7 adet merkez kurulmuştur. Bu merkezler Hindistan, Fas, Nijerya, Meksika, Brezilya, Ürdün ve Çin’de bulunmaktadır.
Genel Kurul uzayın barışçıl amaçlarla kullanılması ve uzayda silahlanmaya yönelik faaliyetlerden kaçınılması için her yıl çağrı yapmaktadır. Bu çağrıların oylanmasında iki ülke (ABD ve İsrail) ya çekimser oy kullanmakta ya da aleyhte oy kullanmaktadır.
Uzay Hukukunda bazı sorunlar
Her ne kadar uzayla ilgili anlaşmalar ve prensipler ortaya konmuş ve imzalanmışsa da daha üzerinde anlaşma sağlanamamış birçok konu var. Uzayın sınırı, uzayı kirletilmesi, uydulara zarar verilmemesi gibi birçok konu tartışılmaktadır. OST anlaşmasında yargı ve denetleme mekanizması yoktur. Fırlatmayı bildirirse biliriz. GEO yörünge hariç her ülke istediği yörüngeye uydu atabiliyor. Kimseye atma diyemiyoruz. Uydu üzerine kitle imha silahı koysa bunu kontrol edecek bir mekanizma yok.
2007 yılıında Çin kendi uydusunu geliştirdiği ASAT (Anti-Satellite) teknolojisi ile vurdu. Uzayı kirletti. OST anlaşmasına göre bunu önceden haber vermeliydi, ayrıca kirletmemeliydi. Yaptı mı, yaptı. OST’yi ihlal ettiğine dair bir karar makamı yok. Bunun için yaptırım da olmuyor.
Uzay cisimleri ile ilgili mülkiyet hakları tanımlı değildir. Aya veya başka bir uyduya (Titan, Io, Europa her neyse) veya asteroide gittiniz ve değerli madenler getirdiniz. Bunlarla ilgili hukuki düzenleme yok. OST’ye göre bu cisimlere kimse sahip olamıyor ancak sahip olursa ne olacak? Kim engelleyecek?
Diyelim ISS’te deneyler sonucu bilimsel bir buluş yaptınız. Sonuçları paylaşmak zorunda değilsiniz. Ancak OST anlaşması bunun paylaşılması gerektiğini söylüyor.
Ayrıca anlaşmalarda uzayın askeri amaçlarla kullanılması yasaktır diye bir ifade yoktur. Hindistan bu sene içinde kendi ASAT teknolojisini denemiştir.
Devletler uzay çöplüğünü artıracak hareketlerden kaçınmalıdır. Bu konuda kim daha çok uydu atıyorsa o kirletiyor diyebiliriz. En fazla fırlatmayı ABD, Çin ve Rusya yapmaktadır. Sorumluluk konusunda BM’de tartışmalar yapılmaktadır. Henüz net bir karar çıkmamıştır.
Bu çöpler, radar ve teleskoplarla izlenmektedir. Ancak bu konuda ABD bu bilgiyi paylaşma sorumluluğunda olmadığını söylemiştir. Biz ordan aldığımız bilgilerle çarpışma analizi yapabiliyoruz. Gerek gördüğümüzde uyduya manevra yapıp çöpten kaçıyoruz. En geniş kapsamlı izleme sistemi ABD’ye aittir. Rusya’nın, Almanya’nın, Fransa’nın, Çin’in ve Japonya’nın da bu şekilde izleme sistemleri vardır.
Trump, Uzay Kuvvetleri (Space Force) kurmak için geçen sene karar aldı. Fransa da benzer bir çalışma başlattı. Uluslararası anlaşmalara uygun olmamasına rağmen bu kararlar alınıyor ve uygulanıyor.
23-26 Eylül tarihlerinde İstanbul’da Uzay Hukuku ve Politikaları konferansına ilgili herkesi bekliyoruz. Bunun için kayıt zamanı geçti ama dostlarımız için bir yer her zaman buluruz.
Yazan: Doç. Dr. Lokman Kuzu